Paylaş

Duyurular / Güncel / Teknoloji

Gençleri tehdit eden online tehlikeler

Gençleri tehdit eden online tehlikeler

Genç nüfusu ile dikkatleri çeken Türkiye’de yaklaşık 25 milyon kişi 18 yaşın altındaki çocuklardan oluşuyor ve artık gençler başlarını sanal alemden kaldıramıyor.

Dünya üzerinde genç nüfusunun çokluğu ile ön plana çıkan Türkiye’de 23 milyon aile yaşıyor ve bunların yaklaşık 20 milyonu çocuklu ailelerden oluşuyor.

Hal böyle olunca çocukların ve gençlerin yoğun olduğu ülkede sanal alemin tehlikelerine karşı da bir dizi önlemler alınmak zorundadır. Çünkü günümüzde gençleri ve çocukları tehdit eden en önemli unsur online tehlikeler her geçen gün enerjisini artırıyor.

Sanal alem ve sosyal medya gereğinden fazla içli dışlı olan çocuklar bir de üstüne üstlük uzaktan eğitim süreci yaşanırken çok daha fazla ekranların karşısında zaman harcıyorlar.

Peki aileler, sanal alemden evlerinize kadar gelen, hayatlarına müdahale etme yeteneğine sahip online tehlikenin ne kadar farkındalar?

Siber zorbalıktan, çocuk pornografisine, uyuşturucuyu özendiren yayınlardan kumara kadar pek çok tehlike artık parmaklarımızın ucunda. İçinde bulunduğumuz koronavirüs zamanlarında çocuğum evden çıkmıyor, hiç alışkanlıklara bulaşmıyor, kimseyle görüşmüyor diye düşünüyorsanız büyük bir yanılgı içindesinizdir.

Konuyla ilgili akademik anlamda ciddi çalışmalar da yapılıyor.

İstanbul Üniversitesi tarafından “Siber Zorbalık” üzerine yapılan bir araştırmada çarpıcı sonuçlar elde edildi. Yapılan araştırmaya göre, 9 ila 22 yaş arasındaki Z kuşağının sadece yüzde 11’i karşılaştığı tehlikelerin farkında maalesef. Ancak, tehlikenin farkında olan bu azınlık böyle bir durum karşısında ne yapması gerektiğini bilmiyor.

ZARARLI YAZILIMLARLA BİLGİSAYARLAR KONTROL EDİLEBİLİYOR

Artık internet teknolojisinin girmediği ev hatta girmediği cep kalmamışken bu gelişmeden gayrimeşru menfaat sağlamak isteyenlerin de iştahının kabardığı bir dönem yaşıyoruz.

Her yaş grubunun internet ortamında davranış şekillerinin bilimsel olarak ortaya çıkarılmış olması, kötü niyetli kişilerin de işlerini aslında kolaylaştırıyor. Kişinin davranış şekillerine göre tehlikeler de boyut değiştiriyor.

Masumane internet başında zaman geçirmek isteyen gençlerin, çocukların ellerinin altındaki aygıtlar, siber saldırganların kötü niyetli yazılımları sayesinde kolaylıkla kontrol altına alınabiliyor. Söz konusu yazılımlarla ele geçirdikleri bilgisayarların kamera ve mikrofonlarını diledikleri gibi kullanabilen bu saldırganlar neredeyse her yıl 200 binden fazla cihazın kontrolünü ele geçiriyorlar. Kameranız ve mikrofonunuz başkasının kontrolündeyse neler yapabileceklerini tahmin bile edemezsiniz (Bence tahmin etmelisiniz)

Bu tehlikenin farkında olan aile bireylerinin sayılarının artırılması adına ciddi çalışmalar yapmak gerekiyor. Anne ve babalar, dede ve nineler yani ebeveyn olan her kimse bilgisayar teknolojisinden korkmadan işin içine girmeli -Ben anlamam” demeden kontrolü kendi ellerine almalıdırlar.

Ancak bu konuda bilinçli ailelerin sayılarının az olduğu görülüyor.

SOSYAL MEDYA PAYLAŞIMLARI

Türkiye’de sosyal medya hesabı olan ailelerin yüzde 81 gibi ciddi bir oranının çocuklarının fotoğraflarını ve videolarını sosyal medyada paylaştığı biliniyor.

Normal yaşamda anne ve babaların sokakta hiç tanımadığı birisiyle 4-11 yaş arasındaki çocuğunun fotoğrafını paylaşma olasılığı aslında %24. Ama sosyal medyaya gelinde oran bir anda fırlayıveriyor.

Paylaşılan bu fotoğrafları ve videoları tahmin edemeyeceğiniz kadar uzun yıllar boyunca birilerinin rahatlıkla görebileceği bir ortama bıraktığını, çok uzun yıllar boyunca sanal alemde bu paylaşımların kalacağını bilen aile oranı ise sadece yüzde 6. Durum çok ciddi.

Unutmayın internette paylaşılan herhangi bir bilgi sizden çok daha fazla yaşayacak bu dünyada, onun için rast gele bilgilerin, fotoğrafların ve videoların paylaşılması her türlü olumsuzluğu yaşatmaya muktedirdir.

NASIL KORURUZ? NASIL KORUNURUZ?

İnternet kullanımında sürekli aynı yerden sabit bir merkezden sanal ortama girmek yerine sürekli olarak yer değişikliği yapmak faydalı olacaktır. Bunu için de mobil cihazlar ve dizüstü bilgisayarlar daha verimlidir.

Konum bilgisini acil durum gerekmedikçe paylaşmamak sizlerin menfaatinize olacaktır.

Bilgisayarlara rahatlıkla atılabilecek bütün cookie’lerle yani takip programları ile bilgisayarlar kontrol altına alınabilir.

Çocuklara zararlı her ne varsa açık ve net oturup anlatılmalıdır.

na oturup bilgisayardaki zararların neler olabileceğini bir kağıt üzerinde anlatsınlar.

Zararlı uygulamalar ve zararlı alışkanlıklar hakkında bilgi verilmelidir.

İşleri biten çocuklarının bilgisayarlarını kapatıp çıkmalarını, kapaklarını indirmelerini değil, log out şeklinde bilgisayarın kapatılması gerektiği gibi temel bilgileri verilmelidir.

Çocukların kullandığı mail, adres ve şifrelerin mutlaka aile büyükleri tarafından alınmalıdır.

Belirli aralıklarla arama geçmişleri kontrol edilmelidir.

 

Paylaş

Yanıtla